arka

10 Şubat 2011 Perşembe

ÇOCUKLAR NEDEN SEBZE SEVMEZ



İki üç hafta önce tv de tesadüfen seyrettim. Dilin üzerindeki tat alma hücreleriyle ilgiliydi. Tad alma hücrelerinin en önemli görevi zehirli, bozuk, çürümüş besinleri tespit etmekmiş. Bu hücreler her 10 günde bir yenilenirmiş. Çünkü soğuk, sıcak, asitli, acı gıdalar tarafından yıpranırlarmış. Ve her ne kadar çok hızlı bir şekilde yenilense de zamanla azalırmış. Yeni doğan bir bebekte dil haricinde bütün ağız boşluğu bu hücrelerle doluyken  yetişkinlerde sayıları yarı yarıya düşermiş.

Hal böyle olunca aynı yiyeceğin tadını çocuklar başka yetişkinler başka türlü algılıyor. Özellikle de bazı sebzelerde bulunan acı ve kekremsi tadı biz yetişkinler hiç farketmiyorken çocuklar için tahammül edilmez  oluyor.

Bu da niye pek çok insanın çocukken bamyadan nefret ettikleri halde büyüdüklerinde severek yediklerini açıklıyor. Ben de yeşil fasülyeyi hiç sevmezdim. Şimdi ise hiç de fena gelmiyor.

Yani çocuklarımıza zorla sebze yedirmek aslında  işkence gibi birşeymiş. Artık sebze konusunda hiç ama hiç ısrarcı olmuyorum.

Çocuklar makarna ve pilava bayılırlar ya onun da sebebini vücut neye ihtiyaç duyarsa can onu çeker prensibiyle açıkladılar. Çocuk vücudunun  en çok ihtiyaç duyduğu şey ise enerji! Çünkü çok hareketliler. En kolay enerjiye dönüşen ise  karbonhidratlar. Öyleyse gelsin makarnalar, pilavlar...

Oğlum 4 yaşlarındayken bir dönem hiç kilo alamadı. İştahı gayet yerinde olmasına rağmen kilo bile verince doktoru  kan tahlili istedi. Bağırsaklarda emilim ile ilgili sorun olabileceğinden şüphelendi.
Kan tahlili sonucu çok şaşırtıcıydı. Bizimkinin kanında bütün mineraller, vitaminler tavan yapmış hatta b12 vitamini olması gerekeni dörde katlamıştı. Doktor yüzüme baktı. "Aferin Nesrin hanım oğlunuzu çok güzel beslemişsiniz. Ama bundan sonra lütfen çocuğa bol bol börek, pizza, makarna, ekmek, pilav yedirin." demişti.

Ben akıllı anneyim ya et, sebze, protein, mineraller ve vitaminler çok önemli, karbonhidrat olsa da olur olmasa da, zaten şişmanlatır onlar diye düşünüp  sofrada çocuklara önce et ya da sebze yedirip sonra makarna filan koyuyordum önlerine. Tabi  arkadan makarna geldiğini bilmediklerinden  köfteyle doyuyorlar midelerde makarnaya yer kalmıyordu. "Aman çocuğum şişman olmasın" takıntısı vardı.

Çocukların yeme alışkanlığı ile ilgili annelerin büyük çoğunluğunun takıntılı olduğunu hem kendimden hem de çevremden biliyorum.

Ama neymiş? Çocuğun canı ne çekerse (şeker hariç tabi) onu yemesi gerekirmiş. Şimdilerde kızım iştahsız. İnanın hiç ama hiç kafaya takmıyorum. Yemek konusu benim için takıntı olmaktan çıkmıştır arkadaşlar.

Sevgilerimle,

Hiç yorum yok: