arka

30 Aralık 2010 Perşembe

LONDON BRIDGE IS FALLING DOWN, İNGİLİZCE ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ



LONDON BRIDGE IS FALLING DOWN

London bridge is falling down,
Falling down, falling down.
London bridge is falling down,
My fair lady.
Take a key and lock her up,
Lock her up, lock her up.
Take a key and lock her up,
My fair lady.
How will we build it up,
Build it up, build it up?
How will we build it up,
My fair lady?
Build it up with silver and gold,
Silver and gold, silver and gold.
Build it up with silver and gold,
My fair lady.
Gold and silver I have none,
I have none, I have none.
Gold and silver I have none,
My fair lady.
Build it up with needles and pins,
Needles and pins, needles and pins.
Build it up with needles and pins,
My fair lady.
Pins and needles bend and break,
Bend and break, bend and break.
Pins and needles bend and break,
My fair lady.
Build it up with wood and clay,
Wood and clay, wood and clay.
Build it up with wood and clay,
My fair lady.
Wood and clay will wash away,
Wash away, wash away.
Wood and clay will wash away,
My fair lady.
Build it up with stone so strong,
Stone so strong, stone so strong.
Build it up with stone so strong,
My fair lady.
Stone so strong will last so long,
Last so long, last so long.
Stone so strong will last so long,
My fair lady.

İŞTE YENİ YIL GELDİ, ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ



Eski yıl ne çabuk geçti
İşte yeni yıl geldi
Herkese ümit verdi
Bizlere neşe geldi.

Yeni yıl kutlu olsun
Mutluluklar bol olsun.

 

28 Aralık 2010 Salı

KUZU PİRZOLA FIRINDA IZGARA


4 kalem kuzu pirzola
1 kahve fincanı ayçiçek yağı
1 kahve fincanı süt
1 baş soğan
tuz

Kuzu pirzola kasaptan hafif dövülmüş olarak alınır. Soğan ay şeklinde doğranır. Ayçiçek yağı ve sütle bir kapta karıştırılır. Etler de terbiye üzerini örtecek şekilde içine konur. En az 4 ya da 5 saat, mümkünse 1 gece, hatta 1 gün buzdolabında bekletilir.

Etler buzdolabından çıkarılıp oda sıcaklığına gelene kadar bekletilir. Etlerin üzerindeki soğanlar atılır. Fırının ızgara kısmı 250 dereceye ayarlanır. Pirzolaların  önce bir tarafı 5 dakika civarı pişirilir. Fırın ısısı 200 dereceye düşürülür. Sonra diğer tarafı daha kısa süre pişirilir ve kurutmadan fırından çıkarılır. Tuz ve arzu edilirse kekik serpilip servis yapılır.


Afiyet olsun...

YAĞ SATARIM BAL SATARIM, ÇOCUK TEKERLEMELERİ



Yağ satarım, bal satarım,
Ustam ölmüş, ben satarım,
Ustamın kürkü sarıdır,
Satsam 15 liradır,
Zambak Zumbak,
Dön arkana iyi bak.

..
..


PORTAKALI SOYDUM, ÇOCUK TEKERLEMELERİ

                                                            Portakali soydum,
Başucuma koydum,
Ben bir yalan uydurdum.
Duma duma dum, kırmızı mum.
Dolapta pekmez yala yala bitmez.
Ayşecik cık cık cık
Fatmacık cık cık cık
Sen bu oyundan çık

..
..




26 Aralık 2010 Pazar

WE WISH YOU A MERRY CHRISTMAS, İNGİLİZCE ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ




WE WISH YOU A MERRY CHRISTMAS

We wish you a merry Christmas,
We wish you a merry Christmas,
We wish you a merry Christmas and a Happy New Year.
Good tidings we bring to you and your kin,
Good tidings for Christmas and a Happy New Year.

Now bring us some figgy pudding,
Oh bring us some figgy pudding,
Oh, bring us some figgy pudding and a cup of good cheer.

Good tidings we bring to you and your kin,
Good tidings for Christmas and a Happy New Year.

We won't go until we get some,
We won't go until we get some,
We won't go until we get some, so bring some out here,

Good tidings we bring to you and your kin,
Good tidings for Christmas and a Happy New Year.

We wish you a merry Christmas,
We wish you a merry Christmas,
We wish you a merry Christmas and a Happy New Year.

..

YENİ YIL, ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ

YENİ YIL

Eski yıl sona erdi,
Yepyeni bir yıl geldi.
Bu yıl olsun mutlu bir yıl,
Bu yıl olsun hey hey...

Kardeşiz biz hepimiz,
Bitmesin hiç sevgimiz.
Aramızda dargınlık yok,
Aramızda hey hey...

Mutlu olsun insanlar,
Mutlu olsun tüm evren.
Yeni yılda hep birlikte,
Yeni yılda hey hey...

Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl,
Bizlere kutlu olsun.
Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl,
Sizlere kutlu olsun.

20 Aralık 2010 Pazartesi

BAL KABAĞI TATLISI



Artık bal kabağı tatlısı pişirmek çok kolay. Marketten pazardan hazır kesilmişi alınıyor, üzerine şeker , biraz pişir, tatlı hazır. Eskiden öylemi idi? Pazardan kocaman kabak alınır, çekirdekleri çıkarılır, koca koca bıçaklarla ay parçaları kesilir, iç tarafları temizlenir, dış kabukları soyulurdu. Esas zor kısmı da o sert kabukları soymaktı zaten. Artık kolay. Niye sık sık pişirmiyorum o zaman? Bu kış ilk balkabağını daha yeni, bugün pişirdim. Ayıp bana!

1 kilo kesilmiş, soyulmuş bal kabağı
3 tepeleme çorba kaşığı toz şeker
kıyılmış ceviz
tahin

Bal kabağı istenilen büyüklükte doğranarak pişirilecek tencereye konur. Üzerine tepeleme 3 çorba kaşığı (az şekerli için, istenirse daha fazla konabilir) şeker serpilir. Şeker tamamen eriyene kadar bekletilir. İlave su koymadan kabaklar yumuşayana kadar pişirilir.

Üzerine önce tahin dökülür, sonra da kıyılmış ceviz serpiştirilir.

Afiyet olsun.

19 Aralık 2010 Pazar

WHERE IS THUMBKIN, İNGİLİZCE ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ


WHERE IS THUMBKIN

Where is thumbkin?
Where is thumbkin?
(put hands behind back)
Here I am. Here I am.
(show one thumb and then the other)
How are you this morning?
(bend one thumb)
Very well, I thank you.
(bend other thumb)
Run away. Run away.
(hide hands behind back)

Where is pointer?
Where is pointer?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is tall man?
Where is tall man?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is ring man?
Where is ring man?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is pinkie?
Where is pinkie?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is the family?
Where is the family?
Here we are. Here we are.
How are you this morning?
Very well, we thank you.
Run away. Run away.


..
..

8 Aralık 2010 Çarşamba

KAYMAKLI AYVA TATLISI ,DÜDÜKLÜ TENCEREDE



Bu az şekerli ayva tatlısı tarifi, isteğe göre şeker miktarı arttırılabilir. Ayvanın çekirdekleri çok güzel kırmızı renk veriyor. Bu yüzden atmayıp kullanıyoruz. Afiyet olsun...

3 adet ayva
6 çorba kaşığı toz şeker (silme)
1 su bardağı su
6 dilim kaymak

Ayvaların kabukları soyulup boydan ikiye kesilir. Ortadaki talaş kısmı ve çekirdekleri çıkarılır. (Ellere dikkat) Çekirdekler düdüklü tencerenin dibine serpilir. Sonra ayvalar çukur kısımları üste gelecek şekilde yerleştirilir. Oyulmuş kısımlara 1 silme çorba kaşığı toz şeker doldurulur.

Tencerenin kenarından 1 bardağı su konur ve buhar çıktıktan sonra 10 dakika pişirilir. Kapağı açıldıktan sonra da bir süre şurup koyulaşana kadar kapak açık olarak çok kısık ateşte kaynatılır. (yaklaşık 15 dk) Tencerede soğumaya bırakılır.

Çukur kısımlar üste gelecek şekilde tabaklara alınır. Üzerlerine şurup pay edilir. Birer dilim kaymak konarak servis yapılır.

7 Aralık 2010 Salı

YÜZ VE ELLERDEKİ LEKELER İÇİN MASKE



1 tutam maydonoz
3-4 damla limon suyu

Maydonoz sapları ile beraber rondodan geçirilir. Tülbentte sıkılıp çıkan yeşil suyun içine limon suyu damlatılır. Ellere ve yüze sürülür. Göz çevresine sürülmez. Kuruyana kadar beklenir (15 dk. kadar) Bu esnada mimik yapılmaz. Ilık su ile yıkanır. Karışım tek kullanımlık, her seferinde yeniden hazırlamak gerekiyor.

Özellikle ikinci hamileliğimde yüzümü kahverengi lekeler basmıştı. Zamanla azaldılar. Kalanları da bu karışım ile yok etmeye çalışıyorum. Elerimde de 40 yaşından sonra malum genetik yaşlılık lekeleri çıkmaya başladı. Düzeli uygulayınca işe yarıyor.

26 Kasım 2010 Cuma

KIRMIZI BALIK , ÇOCUK ŞARKILARI SÖZLERİ, DİNLEYİN




Kırmızı balık gölde
Kıvrıla kıvrıla yüzüyor
Balıkçı Hasan geliyor
Oltasını atıyor
Kırmızı balık dinle
Sakin yemi yeme
Balıkçı seni tutacak
Oltasına atacak
Kırmızı balık kaç kaç
Kırmızı balık kaçıyor

FİL VE ARI, ÇOCUK ŞARKILARI SÖZLERİ, DİNLEYİN









Ben bir bebek filim, büyüyecek miyim?
Burnum minik bir hortum su bulur muyum?
Bir gün arı konsa küçük kuyruğuma
Kaçmak kolay değil bu kısa boyumla.
Arı benim adım bütün gün uçarım
Küçük fili bulup üstüne konarım.
Fil benden korkmasa benimle oynasa
Gezer eğlenirdik bu güzel ormanda.

TAVŞAN KAÇ, ÇOCUK ŞARKILARI SÖZLERİ

TAVŞAN KAÇ

Şu hendekte bir tavşan uyuyordu
Uyuyordu
Var mı sana sataşan
Senin ile uğraşan
Tavşan kaç, tavşan kaç...

ÇOCUK ŞARKILARI SÖZLERİ

KÖPEĞİM HAV HAV DER

Köpeğim hav hav hav hav der
Köpeğim benden et ister
Hadi gel hadi gel cici köpeğim
Hadi gel sana ben et vereyim

Kedicim mırnav mırnav der
Kedicim benden süt ister
Hadi gel hadi gel cici kedicim
Hadi gel sana ben süt vereyim

Eşeğim ai ai der
Eşeğim benden ot ister
Hadi gel hadi gel cici eşeğim
Hadi gel sana ben ot vereyim

Tavuğum gıt gıt gıdak der
Tavuğum benden yem ister
Hadi gel hadi gel cici tavuğum
Hadi gel sana ben yem vereyim


BİR ÇOCUK

Bir gün birgün bir çocuk
Evine de gitmiş kimse yok
Açmış bakmış dolabı
Şeker de sanmış ilacı
Yemiş yemiş bitirmiş
Akşama başlamış sancı
Kıvrım kıvrım kıvranmış
Yaptığından utanmış


KÖPEK UÇMAK İSTEMİŞ

Bir gün köpek uçmak istemiş
Birgün kargaya gitmiş
Karga ona anlatmış
Bizimki de inanmış
Tırmanıp koşa koşa
Balkonun kenarına
Açmış ayaklarını
Dikmiş kulaklarını
Birkaç kere havlayıp
Atmış kendini yere
Köpek ölmüş. Vah vah vah...
Karga gülmüş. Hah hah hah...


BEN BİR ELMA KURDUYUM

Ben bir elma kurduyum kıvrıla kıvrıla gezerim
Nerde bir elma görsem dayanmaz hemen yerim
Kırt kırt nari nari nom
Kırt kırt nari nari nom
Dalda duran elmayım
Olgunlaştım sormayın
İçime yaramaz kurt düştü
Kuşlar başıma üşüştü
Kırt kırt nari nari nom
Kırt kırt nari nari nom
Elmanın kalbindeyim
Çok tatlı bir yerdeyim
Mutluyum sevinçliyim
Haydi gelin dans edelim
Kırt kırt kırt kırt nana nini nom


ELLERİM TOMBİK TOMBİK


Elerim tombik tombik
Kirlenirse çok komik.
Kirli eller sevilmez,
Güzelliği görülmez
Saçlarım bakım ister
Hele dişler,hele dişler
Kirlenmesin kulaklar
Uzamasın tırnaklar
Çok koşup da terleme
Soğuk sulardan içe
Sonra hasta olursun
Arayıp doktor bulursun
Doktor gelir odana
İğne yapar popona
Ay ay diye bağırma
Koşup anneni çağırma.


FIŞ FIŞ KAYIKÇI

Fış fış kayıkçı

Kayıkçının küreği
Hop hop atar yüreği
Akşama fincan böreği

DANDİNİ DANDİNİ DASTANA

Dandini dandini danalı bebek

Elleri kolları kınalı bebek
Benim de yavrum cicili bebek
Uyusun da büyüsün ninni...

Dandini dandini dastana
Danalar girmiş bostana
Kov bostancı danayı
Yemesin lahanayı...

Lahanayı yemez kökünü yer
Benim de kuzum lokum yer
Uyusun da büyüsün ninni
Tıpış tıpış yürüsün ninni...



KIŞ BABA

A a a bak geldi kış baba,

Elinde koca sopası,

Sırtında kalın abası,
A a a bak geldi kış baba.

E e e bir karış kar yerde,
Dağlar kırlar hep bembeyaz,
Yavru kuşlar yem bulamaz,
E e e bir karış kar yerde.

İ i i kış dondurdu bizi,
Bu soğuğa dayanılmaz,
Kış babaya inanılmaz,
İ i i kış dondurdu bizi.

O o o bak sırtımda palto,
Korkumuz yok kardan kıştan,
Ne soğuktan ne rüzgardan,
O o o bak sırtımda palto.


ÖRÜMCEK

Bak bak bak bak bir örümcek

Duvara çıkıyor gizlice
Bak bak bak bak bir örümcek
Duvara çıkıyor gizlice
Duvara çıkıyor ağları örüyor
Bir sağa bir sola sallanıyor
Duvara çıkıyor ağları örüyor
Bir sağa bir sola sallanıyor
Sallan sallan örümcek
Yaylan yaylan örümcek

Bak bak bak bak bir yumurcak
Duvara bakıyor gizlice(2 kez tekrar)
Duvara bakıyor ağları bozuyor
Bir sağa bir sola sallanıyor
Sallan sallan yumurcak
Yaylan yaylan yumurcak

25 Kasım 2010 Perşembe

ÇOCUK ŞARKI SÖZLERİ, İNGİLİZCE

WHERE IS THUMBKIN

Where is thumbkin?
Where is thumbkin?
(put hands behind back)

Here I am. Here I am.
(show one thumb and then the other)

How are you this morning?
(bend one thumb)

Very well, I thank you.
(bend other thumb)

Run away. Run away.
(hide hands behind back)

Where is pointer?
Where is pointer?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is tall man?
Where is tall man?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is ring man?
Where is ring man?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is pinkie?
Where is pinkie?
Here I am. Here I am.
How are you this morning?
Very well, I thank you.
Run away. Run away.

Where is the family?
Where is the family?
Here we are. Here we are.
How are you this morning?
Very well, we thank you.
Run away. Run away.
                                                              

ITSY BITSY SPIDER 

Itsy Bitsy Spider went up the waterspout;
Down came the rain,
And washed the spider out.
Out came the sun,
And dried up all the rain.
And the itsy bitsy spider
Climbed up the spout again.


WIND THE BOBBIN UP

Wind the bobbin up,Wind the bobbin up,
Pull, Pull, Clap, Clap, Clap,
Point to the ceiling
Point to the floor
Point to the window
Point to the door
Put your hands on your knee
Now you clap 1, 2, 3.
Wind the bobbin up,
Wind the bobbin up,
Pull, Pull, Clap, Clap, Clap


YOU ARE MY SUNSHINE

You are my sunshine
My only sunshine
You make me happy
When skies are grey
You'll never know dear
How much I love you
Please don't take
My sunshine away


HICKORY DICKORY DOCK

Hickory dickory dock,
The mouse ran up the clock

The clock struck one,
The mouse ran down,
Hickory dickory dock


LONDON BRIDGE IS FALLING DOWN

London bridge is falling down,
Falling down, falling down.
London bridge is falling down,
My fair lady.

Take a key and lock her up,
Lock her up, lock her up.
Take a key and lock her up,
My fair lady.

How will we build it up,
Build it up, build it up?
How will we build it up,
My fair lady?

Build it up with silver and gold,
Silver and gold, silver and gold.
Build it up with silver and gold,
My fair lady.

Gold and silver I have none,
I have none, I have none.
Gold and silver I have none,
My fair lady.

Build it up with needles and pins,
Needles and pins, needles and pins.
Build it up with needles and pins,
My fair lady.

Pins and needles bend and break,
Bend and break, bend and break.
Pins and needles bend and break,
My fair lady.

Build it up with wood and clay,
Wood and clay, wood and clay.
Build it up with wood and clay,
My fair lady.

Wood and clay will wash away,
Wash away, wash away.
Wood and clay will wash away,
My fair lady.

Build it up with stone so strong,
Stone so strong, stone so strong.
Build it up with stone so strong,
My fair lady.

Stone so strong will last so long,
Last so long, last so long.
Stone so strong will last so long,
My fair lady.


I'M A LITTLE TEAPOT

I'm a little teapot
Short and stout
Here is my handle
Here is my spout

When I get all steamed up
Hear me shout
Tip me over and pour me out.

22 Kasım 2010 Pazartesi

SOMON FİLETO HAŞLAMA


Kendime öğle yemeğinde güzel bir ziyafet çekmek istedim. Somon haşlama en çabuk kotarılacak ziyafetlerden...Hazırlaması 5 dakika (daha bile kısa), pişmesi 10 dakika, toplam 15 dakikada herşey hazır...

Somon alırken özellikle kuyruk kısmını tercih ediyorum. Bir balıkçı söylemişti  kuyruğu daha faydalı diye, ne kadar doğru bilmem. Yerken kılçıkla falan uğraşmıyorsun.Yağlı bir balık olduğu için ancak haşlamasını yiyebiliyorum. Başka türlüsü bana ağır geliyor.

Yanına en sevdiğim yeşillik roka, üzerine bol limon sıkılmış ve dünyanın en harika sebzesi küçük kırmızı turplar...Enfes...Hayat çok güzel.....

Soğanlar iyice balığın tadını çekmiş oluyor. Kesinlikle yenmeli, tabağın kenarına ayrılmamalı. Zamanımız varsa şayet, önceden zeytinyağ, sarımsak, soğan, karabiber, defne yaprağı, tuz, vs. karışımında marine edilebilir hatta.

Pişirdiğimiz tava ya da tencereyi yıkarken limonla ovmayı unutmayalım, kokudan eser kalmıyor böylece...

Bu arada tarif bir kişilik...Afiyet olsun...


1 dilim somon fileto (250 gr civarında)
1 küçük soğan
tane karabiber
4-5 diş sarımsak
1 bardak su
tuz
zeytinyağ

Somonun kuyruk kısmının derisi çıkarılır. (tercihen balıkçıya çıkarttırılır) Yıkandıktan sonra tavaya konur. Su ilave edilir. Üzerine ay şeklinde doğranmış soğan ve bolca tane karabiber konur. Sarımsaklar dik olarak dörde bölünerek somonun çeşitli yerlerine batırılır. Birkaç parça sarımsak da suyuna bırakılır. Arzu edilirse tuz serpilir. (Ben koymuyorum) Az miktarda zeytinyağ gezdirilir. Tavanın kapağı kapatılarak 5 dakika kısık ateşte pişirilir. Sonra üzerindeki soğanlarla beraber tersyüz edilip 5 dakika daha diğer taraf pişirilir. Suyu tamamen bittiğinde soğanlar üste gelecek şekilde servis yapılır.

16 Ekim 2010 Cumartesi

KÖZLENMİŞ KIRMIZI BİBER KONSERVESİ


Közlenmiş kırmızı biber konservesini annem her sonbahar kilolarca  yapar. Biz de bütün kış boyunca yeriz. Özelliği sirke, sarımsak kullanılmamasıdır. Bu yüzden tadı çok doğal oluyor.

Kırmızı biberler közlenir közlenmez naylon poşet içine konur ve poşetin ağzı kapatılır. (Fırının ızgara kısmında közlenirse çok kolay soyuluyor, poşete koymaya gerek olmuyor.) Soğuduktan sonra kabukları soyulur, çekirdekleri ayrılır. Hiç su değdirilmez. En son kabuklar bıçak sırtı yardımıyla temizlenir. Kavanozlara istiflenerek doldurulur. Kapaklar sıkıca kapatılır. İçi soğuk su dolu derin bir tencereye konur. Kavanozun çatlamaması için altına gazete kağıdı katlanarak yerleştirilir. Su kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra ateşin altı kapatılır. Biraz soğuyunca kavanozlar çıkarılır ve ters çevrilerek üzerlerine kalın örtüler serilir. Bir gece boyunca bu şekilde bırakılır ki kapaklar iyice şişsin. Serin bir yerde hatta oda sıcaklığında 1 yıl boyunca bozulmadan kalabilir.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

RAMAZAN PİDESİ

Tarifi aldığım arkadaşım Sibel'e teşekkürler. Hayatımda yediğim en güzel pideydi...

300 gr beyaz un
1/2 paket yaş maya
1,5 tatlı kaşığı toz şeker
1,5 çay kaşığı tuz
1,5 çay bardağı ılık su
1 yumurta sarısı
susam, çörek otu

1/2 paket yaş maya 1 çay bardağı ılık su içinde  toz şekerle birlikte eritilir. Un derin bir kap içerisine elenir, tuz ilave edilir. Mayalı karışım yavaş yavaş dökülürken çatalla karıştırılır. Karıştırırken yarım çay bardağı daha su ilave edilir. Kek hamurundan biraz daha koyu bir hamur elde edilir. Üzeri nemli bir bezle kapatılarak 1 saat dinlendirilir.

Tepsinin altına yağlı kağıt yerleştirilir, ya da biraz yağlayıp tam buğday unu, kepekli un serpilir. Kabarmış olan hamurumuz tepsinin ortasına konur. Yarım çay bardağı ılık su yumurta sarısı ile çıırpılır ve elimizi bu karışım içine daldırıp hamura bastırarak yuvarlak şekil verilir. Üzerine bolca susam ve çörek otu serpilir. 220 derece fırında üzeri iyice kızarana kadar pişirilir.

17 Ağustos 2010 Salı

TERBİYELİ KUZU İNCİK HAŞLAMA, DÜDÜKLÜ TENCEREDE



Oldukça kolay hazırlanan harika bir yemek.

4 tane kuzu incik
2 tane orta boy patates
1 tane orta boy havuç
1 tane kuru soğan
2-3 diş sarımsak
1 çay kaşığı tane karabiber
defne yaprağı
tuz
1 yumurta sarısı
1/2 limon suyu

Kemikli kuzu incikler yıkanarak düdüklü tencereye konur. Üzerini bir parmak geçecek kadar soğuk su konulur ve  buhar çıktıktan sonra 20 dakika pişirilir.

Daha sonra içine iri doğranmış patates, havuç, 1 bütün kuru soğan, sarımsak, defne yaprağı, tane karabiber, tuz ilave edilir. Buhar çıktıktan sonra 10 dakika tekrar pişirilir. Kapağı açılıp soğan ve defne yaprağı çıkartılır.

Yumurta sarısı ve limon suyu çırpılarak yemeğin suyu ile iyice  inceltilir. Yavaş yavaş yemeğe katılarak kısık ateşte bir taşım daha kaynatılır.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

PANCAR TURŞUSU

Bloğumda pancar çorbası ve pancarlı ekmekten sonra sıra pancar turşusuna gelmişti. Ama bildiğimiz turşulardan değil bu. Olması için öyle günlerce beklemek gerekmiyor. Akşam yapıp ertesi gün yiyebilirsiniz. Ya da sabah yapıp akşam içebilirsiniz. Afiyet olsun, yarasın.

4-5 adet pancar
1 çay bardağı elma sirkesi
2 tatlı kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı şeker
4 diş sarımsak

Pancarlar kabukları soyulmadan iyice yıkanır. Düdüklü tencereye bütün halde konur. Üzerine çıkacak kadar suyla doldurup 20 dakika pişirilir (Çatal batacak kadar) Soğuduktan sonra kabukları sıyrılır. (Pişmiş pancarın kabukarı çok kolay soyuluyor) İstenilen büyüklükte kesilerek cam bir kavanozun içine haşlama suyu ile birlikte konur. Sirke, tuz, şeker, ve ezilmiş sarımsak ilave edilip kavanozun ağzı kapatılır. Yarım gün sonra yemek için hazırdır.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

FOTOĞRAF ÇEKMENİN PÜF NOKTALARI

Fotoğraf makinaları o kadar ufaldı ki artık sürekli çantamızda taşıyabiliyoruz ve tabi ki cep telefonlarımızla her daim fotoğraf çekmemiz mümkün. Bundan 10-15 yıl öncesi ile kıyasladığımızda çektiğimiz-çektirdiğimiz fotoğraf sayısını kat ve kat arttı. İşte bu fotoğraflar içinde çerçeve içine koyup masamızın üzerinde sergileyebileceğimiz güzellikte fotoğraflar çekmeye ne dersiniz. Özellikle de çocuklarımızın.

Çeşitli başlıklar altında iyi fotoğraf çekmenin püf noktalarını paylaşmaya çalışacağım. Özellikle de çocuklarımızın.

1. FOTOĞRAFLARINI ÇEKERKEN ÇOCUKLARIMIZLA AYNI SEVİYEDE OLMALIYIZ

Çocuklarımızın boyları küçükken bizden daha kısa olur. Eğer çocuğumuzun fotoğrafını biz ayaktayken çekiyorsak o fotoğraf güzel çıkmaz. Bakış açısı çok yukarıdan olduğu için çocuk basık görünür. Bacaklar belli belirsizdir. Mümkünse, kıyafetimiz müsaitse, eğilip ya da diz çöküp çocukla aynı seviyeye gelmemiz gerekiyor. Gözler aynı hizada olmalı.

Aslında bu kural sadece çocuklar için değil yetişkinler için de geçerli. Dikkat etmişsinizdir: Fotoğrafçılar podyumda yürüyen mankenlerin fotoğraflarını çok aşağıdan nerdeyse ayak seviyesinden çekerler. Böylece bacak boyu ve dolayısıyla mankenin boyu daha uzun görünür. Yine dikkat ettiyseniz cemiyet haberlerinde yer alan fotoğraflarda özellikle kadınlar kısa boylu görünürler çünkü fotoğrafları çekenlerin büyük çoğunluğu erkektir ve erkekler genellikle kadınlardan daha uzundur.

Aynı dertten ben de muzdaribim. Eşimin boyu 183 cm iken benim boyum 165 cm. Ve ne zaman eşim ayakta olduğum bir fotoğrafımı çekse eğilmek zahmetine girmiyor ve ben hep daha kısa boylu ve daha basık çıkıyorum.

İşte kızımın ve oğlumun farklı seviyelerden çekilmiş fotoğrafları:


                                              
                                              Cep telefonu ile yukarıdan çekilmiş bir fotoğraf.




Alttan üstten yandan kesik, kötü bir fotoğraf ama aradaki fark çok iyi anlaşılıyor. Burada oldukça aşağıdan çekilmiş.



    Ayakta çekmişim. Neredeyse sadece şapkalar görünüyor.




                   Bu fotoğrafı çekerken eğilmişim, iyi ki de eğilmişim çok sevdiğim bir fotoğraf oldu zira...



                                                    Babası çömelmiş, aynı hizadalar.


                                                            
                                                                      Veeee, sonuç...




Denizin içinde eğilemedim ama makinayı aşağıda tuttum, e biraz yamuk tutmuşum... olsun...



23 Temmuz 2010 Cuma

CEVİZLİ KAKAOLU KURABİYE


Dün akşam Starbucks'da yediğim ve yeni olduğunu düşündüğüm (en azından ben ilk kez yedim)cevizli çikolatalı kurabiyeye bayıldım. Ben de sevgili dostum Şenyıl'ın vermiş olduğu bonibonlu çikolatalı kurabiye reçetesini cevizli-çikolatalı ya devşirdim. Starbucks'ınki kadar güzel oldu.

1 su bardağı un
1 su bardağı kakao
1 tatlı kaşığı karbonat
1 çimdik tuz
115 gr sütlü çikolata
125 gr tereyağ
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta
1 paket vanilya
1 su bardağı iri doğranmış ceviz


Un, kakao, karbonat ve tuz bir kapta harmanlanır. Çikolata tereyağı ile birlikte benmari usulü eritilir. Şeker, yumurta ve vanilya iyice çırpılır, erimiş çikolata da eklenip karıştırmaya devam edilir. Unlu karışım elenerek eklenir. Son olarak da cevizler hamura ilave edilir.

Hamurdan küçük dondurma kaşığı  ile parçalar alınıp aralıklarla yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir. Önceden ısıtılmış 165 derecelik fırında 15 dakika pişirilir. Hemen fırından çıkarılarak tel ızgara üzerinde soğumaya bırakılır.

22 Temmuz 2010 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR, DÜDÜKLÜ TENCEREDE


Eşimin bir lafı var : " Enginar sevmek için 20, caz sevmek için 30 yaşında olmak lazım." Bizim çocuklar da bayılmıyorlar enginara doğal olarak. Rüşvet olarak yanına makarna yaptım bugün. Bi enginar, bi makarna şeklinde zar zor yediler. Kızım mırın kırın ettiği için bezelye eklemedim garnitüre ama tarifte tabi ki var.

Ben enginar pişirirken garnitürü bolca yapıyorum, yağını da fazla koyuyorum. Servis yaparken garnitürü hem üstüne hem de yanına koyuyorum. Bol bol da suyundan ekmek bandırıp yemek için.

4-5  adet enginar
1/2 su bardağı zeytinyağı
2 tane orta boy soğan
2 tane orta boy patates
2 tane  havuç
1 su bardağı bezelye içi
1 su bardağı su
1 tatlı kaşığı tuz (tepeleme)
2 tane kesme şeker
yarım limon suyu
dereotu (süslemek için isteğe bağlı)

Zeytinyağı düdüklü tencereye konarak kızdırılır ve yemeklik doğranmış soğan bir-iki dakika çevrilir. Tuz ve şeker konur. Küp olarak doğranmış havuç, patates ve bezelyeler ilave edilip 2-3 dakika da onlar çevrilir. Enginarlar garnitürün üzerine ters olarak yerleştirilir. Limon suyu ve tencerenin kenarından su ilave edilir. Su garnitürün üzerine çıkacak ama enginarları geçmeyecek. Tencerenin kapağı kapatılarak 1. kademede (sebze pişirme kademesi) buhar çıktıktan sonra 15 dakika pişirilir. Soğuk olarak servis yapılır.

15 Temmuz 2010 Perşembe

DOMATES ÇORBASI


Domates çorbası hemen yapılan, malzemeleri evde her zaman bulunan, çok da lezzetli, kurtarıcı bir çorba benim için. Domates mevsiminde mutlaka salçanın yanında domates de koyarım ama kış mevsiminde 2 yemek kaşığı salça yeterli oluyor.

2 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı yağ
1 çorba kaşığı domates salçası
4 tane orta boy domates
5 su bardağı et suyu
rendelenmiş kaşar peyniri
tuz, karabiber
nane

Tencerede yağ ve un biraz kavrulur. İçine domates salçası ve çekirdekleri çıkartılarak rendelenmiş domates konur. Et suyu ilave edilir. Tuz ve kaşık ucuyla biraz karabiber konur. Bir taşım kaynadıktan sonra üzeri rendelenmiş kaşar peyniri ve nane ile süslenerek servis yapılır.

28 Mayıs 2010 Cuma

SİMİT, TAM BUĞDAY UNU İLE YAPILMIŞ


Aynı tarifi önce annemle birlikte yaptık, çok ama çok güzel oldu. 1 hafta sonra misafirlerim için ben yalnız yaptım. Misafirler çok beğendi ama aynı şekilde kabarmadı. Nerde yanlış yaptım bilmiyorum. Azimliyim tekrar deneyeceğim. Fotoğraf annemin yaptıklarından.

1 su bardağı ılık süt
1 çay kaşığı kuru maya
2 yemek kaşığı pekmez
4 su bardağı tam buğday unu
1 yumurta
100 gr. oda sıcaklığında tereyağı
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı tuz
1 su bardağı susam
üzeri için yarım çay bardağı pekmez

Maya, 2 yemek kaşığı pekmez ve 1 su bardağı tam buğday unu 1 su bardağı ılık süt içinde karıştırılır. Ilık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakılır.

Geniş bir kap içerisine 3 su bardağı tam buğday unu konur. Ortasına dinlenmiş mayalı karışım, yumurta, tereyağı, zeytinyağı ve tuz eklenerek yoğurulur. Orta yumuşaklıkta bir hamur elde edilir.

Hamurdan büyük yumurta büyüklüğünde parçalar koparılıp 20 cm boyuna gelene kadar elle yuvarlanarak uzatılır. İki uç birleştirilip bastırılır.

Yarım çay bardağı pekmez 2 yemek kaşığı su ile sulandırılıp geniş ve düz bir tabağa konur. Ayrıca susam da yine geniş ve düz bir tabağa dökülür.

Simit şeklindeki hamurlar önce sulandırılmış pekmeze bulanır, sonra da susam tabağının içine atılır. Bir kaşıkla üzerine bolca susam dökülür. Yağlanmış fırın tepsisinin içine dizilir.

Simitler tepsinin içinde yarım saat daha dinlenmeye bırakılır.

Önceden ısıtılmış 220 derecelik fırında 10 dakika pişirilir. Sonra fırın sıcaklığı 180 dereceye düşürülüp susamlar kızarana kadar 10-15 dakika daha pişirilir.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

İNCİRLİ NESCAFELİ PASTA


Kayınvalidemden aldığım bu tarifi misafirlerim için ilk kez yaptım. Bundan sonra sık sık yapmayı düşünüyorum.
Servis esnasında muhallebinin üzerine dilimlenmiş çilek koydum. İncir ve çilek birarada olur mu demeyin, çok güzel oldu.


6 adet kuru incir (küçük doğranarak 1 bardak ılık suda bekletiliyor)
1 su bardağı iri doğranmış ceviz
1 su bardağı toz şeker
3 yumurta
1 su bardağı un
1 paket kabartma tozu

Şerbet için:
1 yemek kaşığı nescafe
1/2 su bardağı toz şeker
1,5 su bardağı soğuk su

Muhallebi için
2 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı un
5 yemek kaşığı toz şeker
1 kg. süt
1 yemek kaşığı katı tereyağ

Yumurtalar ve şeker mikserle iyice çırpılır. İçine un ve kabartma tozu elenir. Ceviz ve incirler konarak karıştırılır. Yağlanmış borcam tepsisine konarak 150 derece fırında yaklaşık 40 dakika altı ve üstü iyice kızarana kadar pişirilir.

Kek ılınınca üzerine soğuk suda eritilmiş nescafe ve şekerli şerbet gezdirilir.

Muhallebi için nişasta, un ve şeker 1 litre suda koyulaşana kadar karıştırılarak pişirilir. 1 yemek kaşığı tereyağ ilave edilip bir taşım kaynayınca ocaktan alınır. Ilınınca mikserle 5 dakika karıştırılır. Kekin üzerine dökülür.

24 Nisan 2010 Cumartesi

LİMONATA, HEP BERABER LİMONATA YAPTIK

Eşimden tek limonla yapılan çok kolay bir limonata tarifi.  Az şekerli sevenlere. Daha şekerli sevenler şeker miktarını arttırabilir. Çocuklarla beraber yaptık. Çok eğlendik.

Büyük bir limonu bir gece önceden derin dondurucuya koyduk.

Ertesi gün bütün limonu rendeledik.

7-8 bardak suyu şekerin eriyebileceği kadar ısıtıp içine 5 yemek kaşığı şeker koyduk ve  büyük bir kavanozun içinde karıştırdık.

Biraz limon kabuğu ile 4 yaprak taze fesleğeni havanda dövdük. ( taze nane yaprağı da olur)

Hepsini şekerli sıcak suyun içine koyup karıştırdık.

Oda sıcaklığına gelene kadar ağzı açık, sonra da ağzı kapalı olarak buzdolabında 3 saat beklettik.

İnce bir süzgeçten geçirip servis yaptık. Süzgeçin üstünde kalan limon parçalarını kaşıkla ezmeyi ihmal etmedik.

Diğer bir yöntem de şeker eritilmiş sıcak suyu süzgecin içine konan rendelenmiş limonları kaşıkla ezerek üzerinden geçirmek. İşte bu yöntemin fotoğrafı...

Eşime göre bu şekilde limonun tadı suya daha iyi çıkıyormuş. Ama daha fazla uğraştırdığı kesin...


16 Nisan 2010 Cuma

ÇOCUK ŞARKILARI SÖZLERİ

Bizim çocukluğumuzun şarkıları bunlar. Pekçoğunun sözlerini yarım yamalak hatırlıyorum. Benim çocuklara öğretmek için tek tek internetten girip buldum, tekrar ezberledim. Bloğumda hepsi bir arada bulunsun istedim.

BAK POSTACI GELİYOR

Bak postacı geliyor selam veriyor
Herkes ona bakıyor merak ediyor

Çok teşekkür ederiz postacı sana
Pek sevinçli haberler getirdin bana

Bugün yalnız bu kadar, darılmayınız
Yarın yine gelirim, hoşça kalınız

Haydi git güle güle, uğurlar olsun
Ellerin dert görmesin, kısmetle dolsun...


TELEFONUN DELİKLERİ İÇİNDE

Telefonun delikleri içinde
Ufak tefek parmakları yüzünden
Bir bilseniz başımıza ne geldi
Küçük kardeşimin yüzünden
Babam yokken telefon eder
Bütün şehri arar rahatsız eder
Sayıları bilmez küçük yumurcak
Bilmeyiz ne zaman akıllanacak(2)

Bir bir sıfırdan itfaiye geldi
Bir bir ikiden doktorlar geldi
Bir beş beşden polisler geldi
Kızdılar babamı alıp gittiler(2)

Telefonun delikleri içinde
Ufak tefek parmakları yüzünden
Ah bilseniz daha neler çektik
Küçük kardeşimin yüzünden
Hiç akıllanmadı rahat durmadı
Telefonu karıştırdı yine oynadı
Hepimiz üzüldük olan işlere
Anlatayım isterseniz bende sizlere(2)

Bir beş beşden polisler geldi
Bir bir ikiden doktorlar geldi
Bir bir sıfırdan itfaiye geldi
Su sıkıp evimizi çok ıslattılar(2)...

(Oğlum bu şarkıdaki telefonun deliklerinin ne olduğunu anlamadı doğal olarak. Anlattım. Hatta eski tarz bir telefonda delikleri gösterdim. Eskiden numaralar böyle çevriliyordu dedim. "e peki anne bu telefonda çevirdiğin numarayı nerde görüyorsun " dedi. Önce anlayamadım, anlayınca dumur oldum.)


KÜÇÜK AYŞE VE ASKER

Küçük ayşe küçük ayşe ne yapıyorsun bana söyle
Bebeğimi seviyorum ona ninni söylüyorum
Lay lay lay lay lay

Küçük asker küçük asker ne yapıyorsun bana söyle
Tüfeğime bakıyorum palaskamı takıyorum
Rap rap rap rap rap

Küçük ayşe küçük ayşe ne yapıyorsun bana söyle
Bebeğime bakıyorum ona mama veriyorum
Lay lay lay lay lay

Küçük asker küçük asker ne yapıyorsun bana söyle
Kasketimi giyiyorum ben kışlama gidiyorum
Rap rap rap rap rap

İKİ İNATÇI KEÇİ

Bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
Hep huysuzluk inatçılık bu keçilerin suçu
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
Büyük keçi demiş :
-Yol ver önce ben geçeceğim
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
Küçük keçi demiş:
-Verirsem öleceğim.
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay

Tam köprünün ortasında iki keçi toslaşmış
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
İkisi de suya düşmüş bunu görenler şaşmış
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
Keçilerin inatçısı suya düşer boğulur
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay
İnsanların inatçısı kimbilir ki ne olur?
Ha ha hay ha ha hay ha ha ha ha hay

BALTALAR ELİMİZDE

Baltalar elimizde
Uzun ip belimizde
Biz gideriz ormana hey ormanaaaaaaaaaaa
Yaşlı kütük seçeriz
Karşılıklı geçeriz
Testereyle biçeriz biz biçeriz
Ağacın yanında dur
Baltayı sağdan sola vur
Bide sol taraftan vur
Kuvvetle vur
Kışın odun yanınca
Alevler parlayınca
Şarkı söyler oynarız
Biz oynarız...


KESTANE GÜRGEN PALAMUT

Kestane, gürgen, palamut
Altı yaprak, üstü bulut.
Gel burda sen, derdi unut.
Orman ne iyi, ne iyi,
Aman ne iyi, ne iyi !

Dallar kol kola görünür,
Yaprak yaprağa sürünür,
Kışın karlara bürünür
Orman ne güzel, ne güzel
Aman ne güzel, ne güzel !

Ormanda kuşlar, böcekler,
Yavru ceylanlar emekler,
Açar yedi renk çiçekler,
Orman ne büyük, ne büyük,
Aman ne büyük, ne büyük !

Çamın, yaprağı dökülmez,
Gürgenin kolu bükülmez,
Ağaç dibinden sökülmez.
Orman ne canlı, ne canlı,
Aman ne canlı, ne canlı !

İzin vermeyiz kırmana,
Dayanamayız vurmana,
Baltayı sokma ormana,
Orman ne mutlu, ne mutlu,
Aman ne mutlu, ne mutlu !

Git, git sona varamazsın,
Kuşak olsan saramazsın,
Dalını koparamazsın,
Orman ne sonsuz, ne sonsuz,
Aman ne sonsuz, ne sonsuz ...


ANNEM BANA BİR BEBEK ALDI

Annem bana bir bebek aldı
Yanakları al aldı
Gözleri boncuk mavi
Saçları kumraldı
Ben bebeğimi çok severim
Şekerle beslerim
Yaramazlık yapınca
Kulağını çekerim
Bir gün çıktık attaya
Çikolata almaya
Yolumuzu kaybettik
Başladım ağlamaya
Ordan geçen bir polis amca
Yolumuzu gösterdi
Bundan sonra attaya
Gitmek yok dedi


KÜÇÜK KURBAĞA

Küçük kurbağa ,Küçük kurbağa
Kuyruğum nerede
Kuyruğum yok kuyruğum yok
Yüzerim derede

Kuvak vak vak vak
Kuvak vak vak vak
Kuyruğun nerede
Kuyruğum yok
Kuyruğum yok
Yüzerim derede


ÜŞÜDÜM

Üşüdüm üşüdüm a benim canım üşüdüm
Kürkünü giy kürkünü giy a benim canım kürkünü giy
Kürküm yok kürküm yok a benim canım kürküm yok
Alsana alsana a benim canım alsana
Param yok param yok a benim canım param yok
Çalsana çalsana a benim canım çalsana
Nereden nereden a benim canım nereden
Saraydan saraydan a benim canım saraydan
Asarlar keserler en güzelini seçerler


KUŞ SESLERİ

Kuş sesleri ovalara yayılır
İnsan buna hayran olur bayılır
Bal yapanlar çiçeklere konarlar
Kuzucuklar taze çimen ararlar
Yeşillenmiş ağaçlarda yapraklar
Amber gibi mis kokuyor topraklar


YAĞ YAĞ YAĞMUR

Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah’ım ver,
Sicim gibi yağmur.


VÜCUDUMUZ

İki elim iki kolum bacaklarım var
Her insanda bir burun birde ağız var
Sen hiç gördünmü
Üç kulaklı bir adam
Olur mu hiç üç kulak dön de aynaya bak hey

İki kulak iki yanak bir de başım var
Sen hiç gördün mü üç dudaklı bir adam
Olur mu hiç üç dudak dön de aynaya bak hey

İki gözüm ,iki kaşım parmaklarım var
İnci gibi dişlerim bir de çenem var
Sen hiç gördün mü üç yanaklı bir adam
Olur mu hiç üç yanak dön de aynaya bak hey


PAZARA GİDELİM

Pazara gidelim
Bir tavuk alalım
Pazara gidip bir tavuk alıp
Ne yapalım (Gıt gıt gıdak diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yiyelim

Pazara gidelim
Bir kuzu alalım
Pazar gidip bir kuzu alıp
Ne yapalım (me me me diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yiyelim

Pazara gidelim
Bir kedi alalım
Pazara gidip bir kedi alıp
Ne yapalım (miyav miyav miyav diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yemiyelim

Pazara gidelim
Bir tavuk alalım
Pazara gidip bir tavuk alıp
Ne yapalım (Gıt gıt gıdak diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yiyelim

Pazara gidelim
Bir kuzu alalım
Pazar gidip bir kuzu alıp
Ne yapalım (me me me diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yiyelim

Pazara gidelim
Bir kedi alalım
Pazara gidip bir kedi alıp
Ne yapalım (miyav miyav miyav diyelim)
Happuru hupuru happuru huppuru yemiyelim

5 Nisan 2010 Pazartesi

ÇOCUKLARA UYDURMA HİKAYELER

Pek çok çocuk gibi oğlum (5 yaşında)  da yatmadan önce ona hikaye anlatmamı istiyor. Daha doğrusu hikaye uydurmamı istiyor. En beğendiği ise : " OYUNCAK TAHTA TREN"

İlk anlatmamın üzerinden 1 yıl geçti ama o hala dinlemeye bıkmadı...

Bir varmış bir yokmuş, oyuncak bir tahta tren varmış...Fabrikadan çıktıktan sonra onu bir oyuncakçı dükkanına vermişler. Orada bir rafa koymuşlar. Günlerce bir çocuğun satın alıp kendisiyle oynaması için beklemiş durmuş. Öylece rafta beklemek çok ama çok sıkıcı bir şeymiş. Çocuklar ona doğru yaklaştıkça kalbi güm güm atar, onu alacaklar diye çok heyecanlanırmış ama hep başka oyuncaklar alınırmış. Oyuncak tahta tren her seferinde hayal kırıklığına uğrarmış.

Günlerden bir gün Alican televizyonda tahta trenin reklamını görmüş. Tam da istediği şeymiş doğrusu. Akşam olup da babası işten eve gelir gelmez "baba baba televizyonda bir tahta tren reklamı gördüm. Lütfen bana alır mısınız? Nolur, nooolur, lütfen" demiş. Babası da Alican'ın ısrarlarına dayanamamış ve "Peki, haftasonu gelince oyuncakçıya gideriz, çok pahalı değilse alırız" demiş.

Alican çok sevinmiş. Bir an önce haftasonu olsun istiyormuş ama günler bir türlü geçmek bilmiyormuş. Sonunda haftasonu gelmiş. Alican, annesi ve babası hep birlikte oyuncakçıya gitmişler. Alican tahta treni hemen görmüş ve ona doğru koşmaya başlamış. Oyuncak tahta tren de bu sefer kendisinin alınacağından eminmiş. O da çok heyecanlanmış. Babası fiyatına bakmış ve "Tamam Alican, çok da pahalı değilmiş, alabiliriz" demiş

Alican hemen oyuncağı raftan almış, kasaya götürmüş. Babası parasını ödemiş. Bir an önce eve gidip yeni oyuncağı ile oynamak istiyormuş. Eve gelir gelmez paketini açmış, oynamaya başlamış.

Oyuncak tahta tren de çok heyecanlı ve sevinçliymiş. Nihayet hayelleri gerçekleşmiş. Bunun için beklemesi ve sabretmesi gerekmiş ama. İkisi de çok ama çok mutluymuşlar....

Burda da masal bitmiiiiiş....

2 Nisan 2010 Cuma

CEVİZLİ ELMALI KEK

Kayınvalidemden aldığım bir tarif. 200 ml lik çocukların içtiği şekerli kakaolu sütlerden kullanmak istedim. Asıl tarifte 1 su bardağı şeker ve 1 su bardağı normal süt kullanılmış. Ben kakaolu süt zaten şekerli olduğu için yarım su bardağı şeker kullandım.

İçinde tereyağ, ceviz, elma ve kuru üzüm olunca tadı da güzel oluyor tabi. Ancak pişerken tüm evi dolduran o kokusu yok mu.....olağanüstü...muhteşem.....insanı bu dünyadan alıp masal dünyasına götürüyor.....

125 gr. tereyağ
1/2 su bardağı şeker
2 yumurta
1 su bardağı şekerli kakaolu süt
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
50 gr. kuru üzüm (suda bekletilmiş)
100 gr. iri kıyılmış ceviz
1/2 paket vanilya
1 çay kaşığı tarçın
2 adet soyulmuş, dilimlenmiş elma


Yakmadan eritilmiş tereyağ ile şeker çatalla iyice karıştırılır. Yumurtalar teker teker eklenir. Kakaolu süt konur. Kabartma tozu ve un elenerek ilave edilir.

Vanilya, tarçın, önceden suda bekletilmiş kuru üzüm konur. Üzerine dilimlenmiş elmalar dizilir. Ceviz ve tarçın serpilir. En küçük kek kalıbına boşaltılır.

Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 1 saat pişirilir.